Basın Bültenleri

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO), çevrim içi düzenlenen 109. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda işveren heyeti adına TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol bir konuşma gerçekleştirdi.

Akkol yaptığı konuşmada, Konfederasyon’un salgın dönemindeki çalışmaları ve bu dönemde oldukça kritik hale gelen iş gücü dönüşümü konularındaki görüş ve uygulamaları paylaştı.

İki sene önce ILO'nun 100. yılını kutladıklarında çalışma hayatı ve küresel ekonomideki büyük dönüşümü ele aldıklarını anımsatan Akkol, Kovid-19 salgını sebebiyle ivme kazanan bu dönüşümü hep birlikte yaşadıklarını belirtti.

ILO tarihinde ilk kez çevrim içi ortamda bir arada olduklarına dikkati çeken Akkol, bu kritik dönemde ILO'nun temel prensiplerinden insan odaklı yaklaşım ile Türkiye'de işverenler olarak önceliklerini çalışanlar ve ailelerinin sağlığına verdiklerini söyledi.

"İşletmelerimizin çoğunluğu işçisini çıkartmadı"

Bu dönemde hem devlet hem de işçi konfederasyonlarıyla kesintisiz diyaloğu sürdürerek gerekli önlemleri aldıklarını ifade eden Akkol, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Çalışanlarımıza maske, dezenfektan, teknoloji uygulamaları, uzaktan çalışma araçları, destek ve bağışlar sağladık. Bir diğer esas önceliğimiz, istihdamı korumaktı. Bu kapsamda 15 ay gibi bir sürede yaklaşık 4 milyon işçi kısa çalışma ödeneğinden yararlandı. Gururla belirtmeliyim ki işletmelerimizin çoğunluğu işçisini işten çıkartmadı. Hatta kısa çalışma üzerine maaşları tamamlayarak hem çalışanlarına hem de ekonomiye katkı sağladılar."

Salgının en kırılgan kesimini, dünyada 2 milyar kayıt dışı çalışanın oluşturduğunu belirten Akkol, "Kayıtlı istihdamın önemi bir kez daha görülürken, kayıt dışı istihdamla mücadele daha fazla önem kazandı. Konfederasyonumuz da kayıt dışı istihdamın engellenmesine yönelik sürekli çaba sarf etmektedir. Sürekli olarak kamu paydaşlarımızla da paylaştığımız 20'nin üzerinde aksiyon alanı belirlemiş durumdayız." diye konuştu.

Akkol, Türkiye'nin "insana yakışır iş gündemi" çerçevesinde oluşturulan ILO'nun dört stratejik hedefinde de önemli ilerlemeler kaydettiğini dile getirdi.

Diğer yandan, "Birlikte Mümkün" mottosuyla sosyal diyaloğun en güzel örneklerinden birini oluşturdukları Ortak Paylaşım Forumu'nda bu yıl dijitalleşme ve çalışma hayatının geleceğini ele aldıklarını söyleyen Akkol, 2019'da başlattıkları ve bu yıl artırılmış gerçeklik teknolojisini ilk defa bir dijital forumda kullanarak düzenledikleri etkinlikleri Guy Ryder, Erol Kiresepi ve Sharan Burrow'un onurlandırdığını aktardı.

"Küresel anlamda “Birlikte Mümkün' hareketi başlatmalıyız"

Dünya ölçeğinde istihdam göstergelerinin her gün kötüye gittiğinin altını çizen Akkol, şunları kaydetti: 

"2019'a göre küresel işsizlik yüzde 1 artarak yüzde 6,5'a çıktı. Bu, 220 milyon kişinin bugün evine ekmek götürememesi demek. Kadın istihdamı yüzde 5, genç istihdamı ise yüzde 9 azaldı. Bu süreçte 85 milyon iş yok olurken, 97 milyon yeni iş oluşması bekleniyor. Çalışanların en az yüzde 50'sinin yeni beceriler kazanması gerekecek. Yetkin dönüşüm ve dijital yetkinliklere ihtiyacın muazzam şekilde arttığını görüyoruz. Bu durum tüm ülkeleri bir an önce harekete geçmeye çağırmaktadır.

TİSK olarak biz de bu doğrultuda somut ve odaklı projelerimizle sanayi ve iş gücü dönüşümünü destekliyoruz. ILO'nun işimizin yarınına ilişkin rolü ve bu anlamda göstermiş olduğu çabalar için müteşekkiriz. Günümüz sorunlarıyla mücadele etmek ve yarınımızı daha iyi kurgulamak için şu anda büyük bir güç birliğine ihtiyacımız var. Bu sebeple, küresel anlamda 'birlikte mümkün' hareketi başlatmalıyız. TİSK olarak, bu çabamızda kararlıyız ve üçlü yapının değerine her zamankinden fazla inanmaktayız."

Akkol, bu konferans ile çalışma hayatının kapsayıcı, sürdürülebilir ve sağlam bir şekilde toparlanması için önemli adımları hep birlikte atacaklarını umduğunu sözlerine ekledi.